Skip to main content

VAN GOGH: "Sanat Sanatçılar için" devrimi. Gerçekleşmezse ne yapılır...

Büyük devrim : Sanat sanatçılar için devrimi, Tanrım, belki bir ütopya, bir hayaldir.

Gerçekleşmezse, ne yapılır...

#VANGOGH

(Theo'ya Mektuplardan)

Ona göre sanatçı :

"Hep arayan ve yetkini hiçbir zaman bulamayan insan" demekti. 

Ben biliyorum, buldum-un tersine. Cümlenin anlamı şudur; 

Arıyorum, var gücümle peşine düştüm, bütün gönlümü koydum bu işe. Kulaklarim var, bilirim, Theo….diye devam eder mektubunda.

ARTIK HAYALLER GERÇEK : “Sanat, sanatçı için”

*

19.yy.da hemen hemen aynı yıllarda yaşamış bu iki öngörülü sanatçı, ilk zamanlar Wagner'ın notalarından çok etkilendiler. Ama ikisi de sonradan bu hayranlıklarından vazgeçti. Wagner’in müziğini anlamadığına karar vermişti Vincent. 

İkisinin de çocuğu yoktu fakat bir sonraki jenerasyonun (çagdaşı olan kuşağın çocuklarının) yapacakları dünya savaşlarını çok iyi sezmişlerdi. Savaşacak bu vahşi insanlığın tohumlarının kendi zamanlarında atılıyor oluşlarından belki, belki böyle bir toplumda yaşıyor oluşlarından, bu büyük acıyla; hayatlarının son dönemlerinde toplumla iletişimi, bağlantıyı tamamen kestiler.
(Sanatçının `iletişim dehası` olduğunu bilmelerine rağmen)

Toplumdaki çoğunluksa ne kadar iyi biliyordu, onların delirmediklerini! Bilinçli bir şekilde irtibatı, iletişimi kestiklerini!

Temsili olarak kestiği kulaği ile
ve son yıllarında ``konuşmayı`` kesmesi Nietzsche`nin :
“Ben bu kulaklara göre ağız değilim” diyerek.


`Dürüstlükleri ve samimiyetleri` ile tarihe geçtiler, insan olmanın, insani değerlerin “İLK sıraları” nda var çünkü bu değerler.

Vincent, resimleriyle kitlelerin içinde bulunduğu kabalık tan sıyrılmaya çalıştı, 
sonrasında ise kalabalık lardan (haklı olarak).

Sanat, insanın "insanı da aşmasının" yollarından değil miydi!?

Zerdüşt, sormamış mıydı : 
Insan aşılması gereken bir şeydir. Onu aşmak icin siz ne yaptiniz!?
(Nietzsche, Böyle buyurdu Zerdüşt)

Renklerin "gerçekliğine" sığınmıştı Van Gogh, Güzel 'in gerçekliğine!

“Sanki zümrütün erimesiyle meydana gelmiş bir yeşil, portakal rengine kadar yaklaşan bir sarı. Ama
içlerinde eşyanın en iç hayatını göstermeyen renkler nedir ki? İşte bu en iç hayat buradaydı. Ağaç, taş,
duvar ve çukur yol, hepsi iç hayatlarını veriyor ve sanki bunu onüme firlatıyorlardı” (diyecekti Hofmannstal)

1878 Kasım`ında Theo'ya yazdığı mektupta yaşlı kır atlarından bahseder. Çöp arabalarını çeken bu bitkin düşmüş zavallı hayvanlarda ölüm’ü görür. ‘Bir At ın hayatı’ gravürünü hatirlamaktadır.
Kendi cümleleriyle :

“Yük taşımaktan, bir ömür boyu ağır işler görmekten bitkin düşmüş, zayıflamış bir kır at görülür bu gravürde; zavallı hayvan kuru ottan başka birşey bitemeyen alabildiğine ıssız bir ovada korkunç bir
yalnızlığın içine gömülmüştür….İnsanın yüreğine işleyen, ruhunu karartan bu manzara, günün birinde
bizim de ölüm denilen badireden geçeceğimizi ve insan ömrünün ak saçlar ve gözyaşları ile sona erdiğini bilen ve duyan kişiyi derinden etkiler.”



1889 'da Torino`da, o At a sarıldığı, ağladığı ve orada yığılıp kaldığı gün 
`ölüme aslında ilk adımıydı’ Nietzsche 'nin. İletişimi, konuşmayı reddetti. 

Ancak Van Gogh gibiler anlayabilirdi, o ata neden sarıldığını!
Bu olayda yaklasik 1 YIL sonra, resimlediği ünlü “Buğday tarlasında & kargalar`ın
uçuştuğu o yerde, `kendi ölümüne` karar verip uygulayacaktı. 
    
            Halbuki kendi deyimiyle :
            "İlkelerine göre düzenleyemez miydi insan yaşantısını" !?


#TanrıölmediFelsefeöldü kitabından

#SanatSanatçılarİçin daha fazlası : 
https://serkanides.blogspot.com/2022/06/sanat-sanatci-icindir-sanatta-monism.html 



Popular posts from this blog

Niçin bazıları kelimeleri yazabiliyor ! ?

   Suphesiz, anlayabildikleri icin. Sozcuklerin -ilk -ine gidebildikleri, zamansız yasadiklari icin. Insanlik bazen onların anlamlarini farklılaştırsa bile, onlar hep var! Anlamlar, gelişerek , degiserek sozcukte yasar ve onun ötesinde de bu sayede geçer. İskeleti olan sozcugun ruhudur anlam ve sinirsiz, sonsuzca hukum sürer. Bu yüzden anlamı anlayanlar, dogayi da anlamis olur. İkisi de sonsuzluğun gerçekten yasayan, hep yasayan örnekleri olarak gozumuzun onundedirler. Tipki tabiatin, her bir an-in guzelligini, farkina varana göstermesi gibi, anlam da kelimelere yeteri değere verene, uçsuz bucaksiz bir alan sunar. Burada genişlik , uzunluk ya da uzak/yakin kavramları barınamaz. Hersey kavram ustundedir ve bir kelime bile bir cümlede ebediyeti yasatir. Yazabilenlerin demirbasidir O, yasayisi! Tüm yasamlarin roman gibi akisi ya da bir film gibi yasanisi, an-larla dolu olusu da bundandır. Anlam cogu kişiye ulaşmaz ,...

Introduction the Book "Voluntariness of the Unchanging"

Unchange: Embracing Cyclical Time and Rediscovering our Humanity in a Digital Age A Deep Dive into Serkan KILIÇ's Profound Philosophies on Time, Art, and Technology Caught in the Spin Cycle In today's fast-paced society, it often feels like we're trapped in an endless cycle of deadlines, trends, and constant updates. From social media notifications to the latest technological advancements, it seems as though we’re always trying to play catch-up. But what if this relentless pace is merely an illusion? What if, beneath the surface, there exists a grander cycle, unchanging and perpetual? This is one of the mind-bending ideas explored in Serkan KILIÇ's eye-opening book,  Voluntariness of the Unchanging . The Illusion of Change In his book, KILIÇ suggests that what we perceive as change is simply a fragment of a much grander, unchanging cycle. He uses the example of the four seasons to illustrate his point. We often see them as distinct and separate, but KILIÇ posits that th...

SİNGULARİTY MANİFEST, SERKAN KILIÇ

The Interwoven Realms of Art and Quantum Mechanics: A Journey Through Serkan Kilic's Manifesto Header: Understanding 'Entangled and Singular' and Its Vision for a New Era of Artistic Expression In the latest episode of (Entangled) Singularity, we dove deep into the intersections of art and quantum mechanics as articulated in Serkan Kilic's compelling manifesto, "Entangled and Singular." What initially appears to be disparate fields—art and quantum mechanics—are presented as intricately linked within a grander, universal framework. Join us as we unpack these mind-bending ideas and consider their implications for the future of art and human creativity. The Concept of Monism: Everything is Connected "It's a bold claim." Kilic begins his manifesto with the concept of Monism, the philosophical idea that everything in the universe is interconnected. This ancient notion finds new life through quantum mechanics, according to Kilic. He posits that our rea...