Yazmak ve okumaktan başka, nedir ki hakikat (gerçek) !?
Esas “hikaye” denilen; öylesine yaşanan hayatlardır, bilinçsizce tüketilen.
Oysa yazılmış, okunan ve hep okunan, okunacak olandır, gerçek!
Ölümsüzdür, sonsuzdur artık,
``gerisi hikayedir``, gerçekten de...
Hikaye hayatlar yapmacıktır; “insancılık oyunu”dur oynanan,
tam da robotlara gore!
Senaryo bellidir, müdahele hakkı yoktur oyuncunun, ama ona varmış gibi hissettirilir, oyunu oynanır kılandır bu!
Zaten o “An”-a bağlansa, `oyun yoktur`, bunu görebilir. Başroldedir ve hikaye de artık ona aittir, iplere bağlı degildir!
Dünya bir -oyun sahnesinden- çıkıp muazzam görsel şölenlerin yaşandığı bir mutluluk şelalesine dönüşmüştür, çünkü.
Artık yaşadığın ve hissettiklerin aktarılmaktadır geleceğe, doğacaklara!
Birikmektedir genlere, bu şekilde artık -gerçegin- ne olduğunu da anlarsın! :
Son olmadığını, dönüşümü, dinginliği, sessiz an-ların çınlamalarını,
hayatın akışının sesini kulaklarında duyar, inanamazsın.
Dünyanın ağır ağır dönüşünün sesidir bu.
İçinde barındırdığı milyarlarca sesi ve sessizliği...,
Sakinliğini hissedersin, herşeye rağmen ağırbaşlılığını…
Kaos 'u nasıl da eritmektedir çekirdeğinde.
Şikayet etmez ama hiç, bilir ki yaşam için gereklidir
kaos
#HadianAntalyada kitabından